Deicide

Deicide

Deicide: Death Metal’in Şeytani Öncüsü

Death metal sahnesinin en radikal ve tartışmalı gruplarından biri olan Deicide, hem müziği hem de ideolojisiyle ekstrem metalin karanlık tarafını temsil eden ikonik bir isimdir. 1987 yılında Florida’da kurulan grup, din karşıtı sözleri, yoğun blast beat’leri, brutal vokalleri ve karanlık sahne imajıyla hem hayranlık uyandırmış hem de büyük tepki toplamıştır. Deicide’ın müzikal mirası, death metal’in en saf ve en sert biçimlerinden birini temsil eder.


Kuruluş ve Başlangıç (1987–1990)

Deicide’ın temelleri, aslında 1987 yılında Amon adıyla atıldı. Grupta bas gitar ve vokalde Glen Benton, gitarlarda Brian ve Eric Hoffman kardeşler ile davulda Steve Asheim yer alıyordu. Amon olarak birkaç demo yayımladıktan sonra, 1989’da Roadrunner Records ile anlaşmaları üzerine isimlerini Deicide olarak değiştirdiler. Deicide, Latince “Tanrı öldürme” anlamına gelir ve bu isim, grubun tematik yönünü net bir şekilde yansıtıyordu.


İlk Albüm: Deicide (1990)

1990 yılında yayımlanan ilk albüm Deicide, death metal tarihinde bir mihenk taşı olarak kabul edilir. “Sacrificial Suicide”, “Lunatic of God’s Creation” ve “Dead by Dawn” gibi parçalar, Glen Benton’un şeytani vokalleri ve albümün dinsel dogmalara meydan okuyan sözleriyle dikkat çekti. Bu albüm, aşırı saldırgan tavrı ve teknik yeterliliğiyle death metal sahnesinde Deicide’ı anında zirveye taşıdı.

Deicide + Deicide + Album
Deicide

İkinci Albüm: Legion (1992)

1992’de çıkan Legion, grubun en teknik ve komplike işi olarak kabul edilir. Glen Benton’un basit ama vurucu bass riff’leri, Steve Asheim’in karmaşık davulları ve Hoffman kardeşlerin hızla akan gitarları albüme teknik bir yoğunluk kazandırdı. “Trifixion”, “Holy Deception” ve “Dead But Dreaming” gibi şarkılar, Deicide’ın karanlık felsefesini teknik bir zirveye taşıdı.


Şöhretin Bedeli ve Skandallar

Deicide, kariyeri boyunca sayısız tartışmayla karşı karşıya kaldı. Glen Benton, gençliğinde alnına sıcak demirle haç işareti bastırdı ve bunu bir medya gösterisine çevirdi. Ayrıca sıklıkla kilise karşıtı açıklamalarıyla gündeme geldi. Grup, konserlerinde çeşitli dini sembolleri yakma gibi eylemlerle de dikkat çekti. Bu skandallar, Deicide’ın müzik dünyasında “istenmeyen ama göz ardı edilemeyen” bir güç haline gelmesini sağladı.


1990’lar Ortası: Once Upon the Cross ve Serpents of the Light

1995 yılında yayımlanan Once Upon the Cross, dini ikonografiyi doğrudan hedef alan albüm kapağı ve sözleriyle büyük tepki topladı. Müzikal olarak ise grup, ilk iki albümdeki yoğun teknik yapıdan biraz daha doğrudan ve sert bir sound’a yöneldi. 1997’de çıkan Serpents of the Light albümü ise daha melodik bir yaklaşıma sahipti, fakat yine aynı derecede karanlık ve öfkeliydi.


Değişim Dönemi: Hoffman Kardeşlerin Ayrılığı (2004)

2000’lerin başında grup içi gerginlikler su yüzüne çıktı. 2004 yılında Hoffman kardeşler, Glen Benton ile yaşadıkları anlaşmazlıklar sonucunda gruptan ayrıldı. Bu, Deicide’ın ilk dönemini kapatan büyük bir kırılma noktasıydı. Ancak Glen Benton ve Steve Asheim, yeni gitaristler Jack Owen (eski Cannibal Corpse) ve Ralph Santolla (eski Death, Iced Earth) ile yoluna devam etti.


Yeniden Doğuş: The Stench of Redemption (2006)

2006’da yayımlanan The Stench of Redemption, Deicide’ın ikinci büyük dönemini başlattı. Albümdeki sololar, melodik yapılar ve yenilenen prodüksiyon kalitesi, eleştirmenlerden tam not aldı. Özellikle “Homage for Satan” ve “Death to Jesus” gibi parçalar, hem yeni hem de eski Deicide hayranlarının beğenisini kazandı.


Sonraki Albümler ve Süreklilik

2008’de Till Death Do Us Part, 2011’de To Hell with God ve 2013’te In the Minds of Evil albümleri yayımlandı. Her biri, Deicide’ın klasik karakterini sürdürse de zaman zaman groove etkisi, thrash rifleri ve modern prodüksiyonlarla yenilikçi unsurlar da barındırıyordu. Özellikle To Hell with God, “Save Your” ve “Conviction” gibi şarkılarıyla grubun olgunluk dönemini temsil etti.

2018’de çıkan Overtures of Blasphemy, klasik Deicide ruhunu yaşatan son albüm oldu. Gitarist Mark English’in teknik katkıları dikkat çekerken, Glen Benton’un yaşlanmasına rağmen brutal vokallerinden hiçbir şey kaybetmemiş olması albümü güçlü kıldı.


Glen Benton: Death Metal’in Antikahramanı

Deicide’ın kalbindeki isim Glen Benton, sadece bir müzisyen değil, adeta bir figür haline gelmiştir. Sesi, bas çizgileri ve sahne duruşuyla death metal’e damga vuran bir karakter olmuştur. Alnındaki haç işareti, dini otoriteye karşı meydan okuyan sözleri ve provokatif açıklamalarıyla metal tarihinin en tartışmalı simalarından biri olmuştur.

Deicide + Glen Benton
Glen Benton

Miras ve Etki

Deicide, death metal, blackened death metal ve satanik metal gibi türlerin oluşumunda önemli bir rol oynamıştır. Behemoth, Belphegor, Goatwhore gibi gruplar üzerinde ciddi bir etkisi olmuştur. Aynı zamanda 90’ların ikinci yarısında Amerikan death metal’inin Avrupa’ya yayılmasında önemli bir katalizör olmuşlardır.


Sonuç

Deicide, 30 yılı aşkın süredir ekstrem metal sahnesinin en karanlık ve en dürüst seslerinden biri olmayı sürdürmüştür. Skandallar, değişimler, eleştiriler ve övgülere rağmen Glen Benton ve arkadaşları, ideallerinden taviz vermeden death metal’in en uç noktalarında varlık göstermeye devam etmişlerdir. Deicide’ın müziği; öfke, inkâr ve başkaldırının gürültülü, acımasız ama bir o kadar da tutarlı bir tezahürüdür.

0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Scroll to Top
0
Düşüncelerinizi duymak isterim, lütfen yorum yapın.x