Immortal

Immortal

Immortal

Norveç merkezli Immortal, black metal sahnesinin en ikonik ve etkili gruplarından biri olarak kabul edilir. 1990 yılında Bergen kentinde kurulan grup, özellikle soğuk atmosferi, buz gibi riff’leri ve karanlık temalarıyla black metalin gelişimine büyük katkı sağlamıştır. Immortal, hem müzikal yapısıyla hem de görsel estetiğiyle (corpse paint, kış manzaraları, buz teması vb.) türün alametifarikalarından biri hâline gelmiştir. Kurucu üyeleri Abbath Doom Occulta (gerçek adı: Olve Eikemo) ve Demonaz Doom Occulta (gerçek adı: Harald Nævdal), hem müzikal hem de mitolojik olarak kendilerine has bir dünya kurmuşlardır: “Blashyrkh”.

Kuruluş ve İlk Yıllar (1990-1994)

Immortal, önceki death metal grubu “Old Funeral”ın dağılmasından sonra Abbath ve Demonaz tarafından kuruldu. İlk yıllarda grup, death metal etkileri taşıyan ama black metalin karanlık estetiğini benimseyen bir çizgide ilerliyordu. 1991 yılında çıkan Immortal adlı ilk EP’leri, grubun ne kadar sert ve karanlık bir yöne evrileceğinin habercisiydi.

1992 yılında çıkan ilk tam albümleri Diabolical Fullmoon Mysticism, Norveç black metal sahnesinin yeni yıldızlarını işaret ediyordu. Bu albümde hem atmosferik hem de agresif unsurlar bir aradaydı. Bunu 1993’te gelen Pure Holocaust izledi. Albüm, hız, teknik ve soğuk atmosfer bakımından daha radikal bir çizgiye yöneldi. Bu noktadan itibaren Immortal, kendi mitolojisini yaratmaya ve genişletmeye başladı.

Blashyrkh Evreni ve Mistik Mitoloji

Immortal’ın müziğinde en dikkat çeken yönlerden biri, grup üyelerinin yarattığı kurgusal evren olan “Blashyrkh“tir. Bu hayali dünya, karlar altında kalmış dağlar, karanlık ormanlar, donmuş göller ve mistik savaşçılarla doludur. Bu konsept, müzikteki buz gibi atmosferle bütünleşir. Blashyrkh, Immortal’ın imzası hâline gelmiştir ve grup bu dünyayı anlatan şarkılarla kendi mitolojisini oluşturmuştur. Bu mitoloji, bir anlamda Norveç’in doğasını ve pagan geçmişini yansıtırken; diğer yandan black metalin nihilist ruhuyla da örtüşür.

Yükseliş ve Zirve Albümleri (1995-2002)

1995’te çıkan Battles in the North, grubun hızını ve vahşiliğini daha da artırdığı bir albüm oldu. Albüm, hem prodüksiyon anlamında lo-fi bir estetik taşırken, hem de black metalin yoğunluğunu taşıyordu. Takip eden 1997 çıkışlı Blizzard Beasts albümü, teknik anlamda daha death metal etkileri taşıyan bir yapıdaydı, ancak yine de Immortal çizgisini korudu.

Ancak Immortal’ın asıl zirvesi, 1999 yılında çıkan At the Heart of Winter ile geldi. Bu albüm, daha epik ve melodik yapıların ön planda olduğu, prodüksiyonun daha netleştiği ve şarkı yazımının daha olgunlaştığı bir eserdi. Albüm, pek çok otorite tarafından Immortal’ın başyapıtı olarak kabul edilir. Şarkılardaki yapı, klasik heavy metal etkilerini black metal formuna ustaca yediriyordu. 2000’de çıkan Damned in Black ve 2002’de çıkan Sons of Northern Darkness albümleri de aynı düzeyde başarı sağladı. Özellikle Sons of Northern Darkness, Immortal’ın en fazla ses getiren ve satış yapan albümlerinden biri olmuştur.

Immortal + At the Heart of Winter + Album
At the Heart of Winter

Dağılma ve Geri Dönüş (2003-2007)

2003 yılında grup içi anlaşmazlıklar ve kişisel nedenlerle Immortal dağıldı. Abbath, başka projelere yönelirken (özellikle “I” grubu), Demonaz ise müziğe ara verdi. Ancak Immortal’ın mirası yaşadığı gibi, hayranların ilgisi hiç azalmadı.

2007’de grup yeniden bir araya geldi. 2009 yılında All Shall Fall albümüyle dönüşlerini duyurdular. Bu albüm, hem eski stilin devamıydı hem de modern prodüksiyon ve melodik yönleriyle yeni bir soluk getirdi. Ancak sonrasında grup içinde yeniden çatışmalar yaşandı. Abbath, 2015 yılında gruptan ayrıldı ve solo kariyerine yöneldi.

Demonaz Dönemi ve Son Albümler

Abbath’ın ayrılmasından sonra Demonaz, Immortal’ı kendi başına yürütme kararı aldı. Bu değişiklik, grubun karakterinde elbette farklar yarattı. 2018 yılında çıkan Northern Chaos Gods albümü, Abbath’sız ilk albüm olarak dikkat çekti. Ancak şaşırtıcı biçimde, bu albüm eski Immortal ruhunu taşıyan güçlü bir eserdi. Hızlı riff’ler, buz gibi atmosfer ve Blashyrkh temaları hâlâ yerindeydi.

2023 yılında ise War Against All adlı dokuzuncu stüdyo albümleri yayımlandı. Demonaz’ın tamamen kontrol ettiği bu albüm, grubun köklerine dönüş niteliğinde oldu. 1990’ların soğuk black metal estetiği, modern prodüksiyonla buluştu. Bu albümle birlikte Immortal, black metal sahnesinde hâlâ önemli bir figür olduğunu kanıtladı.

Müzikal Stil ve Etki

Immortal’ın müziği, klasik black metal unsurlarını (tiz gitar tonları, corpse paint, tremolo riff’leri, lo-fi estetik) içerirken; aynı zamanda heavy metal ve thrash metal etkilerini de barındırır. Özellikle At the Heart of Winter sonrasında grup, çok daha heavy metal temelli rifflere yönelmiştir.

Grup, türdeşleri Burzum, Darkthrone ve Mayhem gibi daha “saf” black metal yapan gruplardan farklı olarak teknik ve kompozisyon olarak daha rafine eserler sunmuştur. Bu da onların daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamıştır.

Üye Değişimleri ve Önemli İsimler

Immortal’ın kurucu üyeleri Abbath ve Demonaz, grubun bel kemiğini oluşturmuştur. Abbath’ın hem vokali hem de karakteristik sahne duruşu, grubun ikonografisinin ayrılmaz parçasıydı. Demonaz ise söz yazımı ve kavramsal çerçevenin mimarıdır. Sonradan kadroya dahil olan Horgh (Reidar Horghagen), davulculuk performansıyla grubun ritmik temelini sağlamlaştırmıştır.

Sonuç

Immortal, black metalin şekillenmesinde ve küresel yayılımında önemli rol oynamış bir gruptur. Blashyrkh mitolojisi, müzikal derinlikleri ve görsel estetiğiyle, sadece bir müzik grubu değil; aynı zamanda karanlık bir efsanedir. Onlar için black metal sadece müzikal bir ifade değil, soğuk dağlar ve donmuş savaş alanlarının yankılandığı bir anlatıdır.

0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Scroll to Top
0
Düşüncelerinizi duymak isterim, lütfen yorum yapın.x