Possessed: Death Metal’in Öncüsü Efsanevi Grup
Heavy metal tarihine damga vuran gruplar arasında adını altın harflerle yazdıran Possessed, ekstrem metal türlerinin evriminde özellikle death metalin temel taşlarını döşeyen öncü gruplardan biridir. 1983 yılında Kaliforniya’nın San Francisco bölgesinde kurulan grup, hem müzikal şiddeti hem de karanlık lirik temalarıyla 1980’lerin ortalarında metal dünyasında devrim yarattı. Bugün, Possessed adı anıldığında akla sadece bir müzik grubu değil, tüm bir müzik türünün doğuşuna tanıklık eden bir kült efsane gelir.
Kuruluş ve İlk Yıllar (1983–1985)
Possessed, 1983 yılında gitarist Mike Torrao ve davulcu Mike Sus’un ortak çalışmasıyla kuruldu. Kısa süre sonra gruba bas gitarist ve vokalist Jeff Becerra katıldı. Bu üçlüye, ilk kadroda kısa süre yer alan gitarist Brian Montana da eklendi. Ancak asıl ivmeyi, Larry LaLonde’un (daha sonra Primus’ta çalacaktır) gitara geçmesiyle kazandılar. Bu kadro, kısa sürede yeraltı metal çevrelerinde büyük bir ilgi toplamaya başladı.
Grup, demo kayıtları ve yeraltı konserleriyle dikkat çekti ve 1985 yılında “Seven Churches” adlı ilk albümlerini yayımladı. Bu albüm, sadece grubun kariyeri için değil, tüm death metal sahnesi için bir dönüm noktasıydı. O dönemde Slayer, Venom ve Bathory gibi gruplar thrash, black ve speed metal türlerini şekillendirirken, Possessed bu karışıma daha karanlık ve daha agresif bir yaklaşım getirdi.
Seven Churches: Death Metal’in Doğuşu
“Seven Churches”, metal tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Albümün en dikkat çeken yönlerinden biri, türün adı olan “death metal” teriminin ilk kez bu albümle birlikte belirgin bir biçimde kullanılmasıdır. Hatta Jeff Becerra’nın, bir röportajda bu türü tanımlamak için “death metal” tabirini kullandığı ve böylece bu ismin yayıldığı kabul edilir.
Müzikal olarak bakıldığında albüm; hızlı riff’ler, çılgın davul partisyonları, teknik gitar soloları ve Jeff Becerra’nın guttural vokaliyle bir döneme yön vermiştir. “The Exorcist”, “Pentagram” ve “Burning in Hell” gibi şarkılar, bugünkü death metalin habercisidir. O dönem bu albüm, Slayer’ın “Hell Awaits” albümüyle birlikte ekstrem metalin sınırlarını zorlayan en önemli yapıtlar arasında gösterildi.

Beyond the Gates ve Dağılma (1986–1987)
“Seven Churches”ın ardından gelen albüm “Beyond the Gates” (1986), daha atmosferik ve deneysel yapısıyla dikkat çekti. Ancak bu albüm, ilk albüm kadar övgüyle karşılanmadı. Bazı hayranlar bu değişimi olumsuz karşılarken, grup müzikal açıdan farklı arayışlara girmişti. 1987 yılında yayınlanan EP “The Eyes of Horror”, Joe Satriani’nin prodüktörlüğünde kaydedildi. Bu EP, teknik açıdan olgunlaşmış bir Possessed gösterse de grup içindeki sorunları durdurmaya yetmedi.
1987 yılında Jeff Becerra’nın uğradığı silahlı saldırı sonucu belden aşağısı felç oldu. Bu trajik olay, grubun aktif kariyerine son verdi. Possessed’in dağılışı, death metalin yeni jenerasyonlarının doğmasına engel olmadı, aksine grubun mirası Morbid Angel, Death, Obituary ve Deicide gibi gruplara ilham verdi.
Death Metal’in Mirası
Possessed, sadece müzikal yönüyle değil, estetik anlayışı ve karanlık lirizmiyle de death metalin temel yapı taşlarını inşa etti. Jeff Becerra’nın ses tonu, alışılmışın dışındaki vokal tekniği ve dini sembollerle oynayan karanlık sözleri, daha sonra Cannibal Corpse, Behemoth ve diğer ekstrem grupların benimsediği bir şablon oluşturdu.
Birçok müzik tarihçisi, Possessed’i ilk gerçek death metal grubu olarak tanımlar. Bu tartışmalı olsa da, Death grubunun “Scream Bloody Gore” albümünden iki yıl önce “Seven Churches” gibi bir yapıtın çıkmış olması bu görüşü destekler.
Geri Dönüş: Jeff Becerra’nın Mücadelesi ve Yeni Albüm
2000’li yıllarda Jeff Becerra, tüm zorluklara rağmen sahneye geri döndü. Tekerlekli sandalyeyle sahne alan Becerra, yeni müzisyenlerle birlikte Possessed’i tekrar canlandırdı. Grubun sahne performansları, onun azmi ve metal müziğe olan bağlılığının sembolü haline geldi.
2019 yılında Possessed, tam 33 yıl aradan sonra “Revelations of Oblivion” adlı albümle geri döndü. Bu albüm, hem klasik Possessed sound’unu koruyor hem de modern prodüksiyonla birleşmiş bir yapıya sahipti. Albüm, kritik otoritelerden tam not aldı ve grup yeniden death metal sahnesinin önemli aktörlerinden biri haline geldi.
Sonuç: Karanlıktan Gelen Ölümsüzlük
Possessed, metal tarihinde yalnızca bir isim değil, bir devrimin fitilini ateşleyen bir semboldür. Grubun özellikle “Seven Churches” albümüyle ortaya koyduğu müzikal vizyon, bugün binlerce grubun ilham aldığı bir kaynak haline gelmiştir. Jeff Becerra’nın azmi ve grubun geri dönüşü, sadece bir müzik kariyerinin değil, aynı zamanda bir insanın yaşamla mücadelesinin destanıdır. Possessed, hem tarihsel hem duygusal açıdan death metalin en değerli yapı taşlarından biri olmaya devam ediyor.




